- ZAHİRE
- Dışarı fırlamış olan göz. * Günün yarısında devenin otlamaktan gelmesi
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
zahire — zâhire yiyecek; gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hububat … Hukuk Sözlüğü
zahire — is., Ar. ẕaḫīre Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
zahîre — (A.) [ ﻩﺮﻴﺧذ ] depolanmış erzak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ZAHİRE-İ ÂHİRET — Ahiret azığı. Hayır ve iyilikler. Sâlih amel ve ibâdetler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EMVAL-İ ZÂHİRE — Sâime denilen hayvanlar ile bir kısım arazi mahsulâtı ve madenleri ile yer altındaki hazineler ve gümrüklere uğrayan ticaret mallarıyla, nakitler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZÂT-UL İLKAH-İ ZÂHİRE — İlkahı (döllenmesi) çiçek vâsıtasıyla olan nebat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
pelal — zahire gömecek mahal, ambar zemini … Çağatay Osmanlı Sözlük
telak — zahire gömecek mahal, ambar zemini, or … Çağatay Osmanlı Sözlük
kefeñ — zahire armağanı III, 385bkz: kefşeng … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
KENAZ — Zahire vakti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük